Yunan filozof Aristoteles (MÖ 384 – MÖ 322), mantık, doğa bilimleri, metafizik, psikoloji, etik ve siyaset felsefesi gibi alanlarda eserler üreterek antikçağ felsefesine damgasını vurmuştur. Oğullarından biri olan Nikomakhos için kaleme aldığı Nikomakhos’a Etik eserinde iyinin ve mutluluğun ne olduğundan, karakter ve düşünce erdemlerinden ve “aklı” kullanmanın öneminden bahsediyor.
Aristoteles’in bir ahlak veya erdem kılavuzu niteliği taşıyan bu kitabından aldığım aşağıdaki 10 not ile kaliteli ve sürdürülebilir bir hayat sürmek için bir takım ipuçlarına sahip alabilirsiniz:
Ruhta aynı zamanda aklın karşısında yer alan, akla karşı duran bir başka kısım daha var olmalıdır. Örneğin felç olan bir insan sağa dönmek istese de bedenin bir kısmı bunu yapamaz, aynı şekilde ruhta da benzeri bir durum olmaktadır. Kendine hâkim olmayan insanlar yapmaları gerekenin tersi yönde hareket ederler. Ancak bedendeki aksilikleri görsek de ruhtakileri gözle görememekteyiz.
Akla sahip olan kısım ikiye ayrılır. Birincisi kendisidir yani gerçekten akla sahip olan kısım, diğeri ise başkalarının sözlerini dinleyen kısım. Erdem de buradan hareketle tanımlanır. Erdemleri düşünce ve karakter erdemleri olarak ikiye ayırmamız gerekir. Düşünce erdemleri grubunda bilgelik, doğru kararlar alma ya da aklı başında olma vardır, karakter erdemleri ise cömertlik ya da ölçülü davranmak gibi erdemlerdir. Zaten bir insanın karakterini anlattığımızda ona bilge ya da doğru kararlar alan biridir demeyiz, bunun yerine cömert ya da ölçülü deriz. Bilge insanları huylarından dolayı överiz, huy üzerinden övülenler ise erdemdir.
İki kötülük ve bir de orta olma yani erdem olmak üzere üç tür davranış şekli bulunmaktadır. Bunların hepsi birbirine karşıttır. Cesur korkaktan daha cesur, cüretliden daha korkaktır (Korkak – Cesur (erdemli olma hali) – Cüretli). Yine ölçülü insan duygusuz insandan daha fazla hazza düşkündür, hazza düşkün olana göre daha fazla duygusuzdur, cömert birinden daha savurgan, savurgandan daha cimridir. İşte bu nedenle uçlardakiler ortada olanı diğer tarafa doğru sürüklerler.
Bazıları tercih etmenin bir istek, tutku ya da sanı olduğunu iddia ederler, ancak bu doğru değildir, çünkü aklınız yoksa tercih de edemezsiniz, fakat istek ve tutku söz konusu olabilir. Bir insan kendisine hakim değilse tercihlerine göre değil isteklerine göre hareket eder, kendine hakim olan insan ise isteğine göre değil tercihine göre hareket eder.
Yine kızgınlığın da cesaret olduğu zannedilir. Bazen insanlar kızgınlıklarından dolayı sanki cesurmuş gibi algılanırlar. Bir hayvan da kendisine saldıranı yaralar. Oysa cesur insanlar eylemlerini o eylemin güzel olduğunu düşündükleri için yaparlar, kızgınlıkları sadece eylemlerine yardımcı olur.
Sakin insanın ruhu dalgalı değildir, duygular kendisini sürüklemez, bu tür insanlar aklın kendisine gösterdiği oranda bir şeylere kızmak ve aklın kendisine öğrettiği oranda bu kızgınlıklarını sürdürmek isterler.
Kimlerin aklı başındadır? Aklı başında dediğimiz insan sağlık, para, güç gibi ayrıntıları değil iyi yaşama konusunda kendisine nelerin gerekli olduğunu doğru bir şekilde düşünebilen insandır. Bir şeyin sanatı yoksa ve bu konuda erdemli bir amaç varsa bu hedefe yürüyen insanlara aklı başında insanlar deriz. Kısacası bir konuda iyi düşünmek aklı başında olmaktır. Tabii ki bir şeyi olduğundan daha farklı düşünmeyeceğiz ya da yapamayacağımız şeyleri planlamayacağız.
Doğal bir bilge yoktur fakat anlayışlılık, doğru yargılama ya da akıl, daha sonradan kazanabileceğimiz şeylerdir. İnsan yaşı büyüdükçe yaş, anlayış ya da akıl gelişmeye başlar. Bu açıdan bakıldığında aklın hem başlangıç ve hem de son olduğu görülür. Çünkü bir şeyi ispatlayacağımız zaman akıldan yola çıkıp yine akla varıyoruz.
Öte yandan bir konuda insanları düşüncenize ikna etmek istiyorsanız sadece doğru söylemeniz yetmez, hatanın nerede olduğunu da açıklamanız gerekir. Bir şeyin neden hatalı olduğunu açıklarsanız, söylediğiniz doğrunun da ne kadar doğru olduğu anlaşılır.
Birbirlerine aşık olan insanlar için en önemli nokta birbirlerini görebilmektir.
Toparlamak gerekirse bu kitapta erdemli bir yaşamın, aşırılıktan uzak yani ortada olarak mümkün olabileceğine şahit oluyoruz. Bir başka deyişle, birey ölçülü bir bakış açısından hayatını yaşadığında özgür ve objektif bir şekilde kararlar alabilmek, duygularını kontrol altında tutabilmek, kendine hakim olabilmek, aklını daha verimli kullanabilmek gibi konularda daha başarılı olabilir.
“Nikomakhos’a Etik” kitabını diğer Modern Bilgelik Kavramları ile bağdaştırmak gerekirse, şu kavramları incelemenizi tavsiye ederim:
Comments