top of page

Kendini Bilmek | Michel Foucault

Fransız filozof Michel Foucault (1926 – 1984), genellikle toplum doğruları –hapishaneler, delilik, eşcinsellik vs.- üzerine çalışmalar yapmıştır. Ölümünden kısa bir süre önce 1982 yılında Vermont Üniversitesi’nde verdiği “Kendini Biçimlendirme Teknikleri” seminerinin kayda geçirilmesiyle oluşan “Kendini Bilmek” kitabında, kendini tanımak, kendine dönmek, kendinden vazgeçmek, kendine eğilmek, kendini dinlemek kavramlarını farklı bakış açılarından ele alarak “kendini bilmenin” aslını bize aktarmaya çalışıyor.

“Gerçekleşmiş, bilfiil halimizle biz neyiz?” “Bugünkü biz neyiz?” Yani, “tarihsel bir düşünüşle kendimize baktığımızda ne durumdayız?” sorularıyla ilgilenen ve bunlara cevap arayan Foucault’un yaptığı araştırmaları içeren bu kitaptan aldığım aşağıdaki 10 not ile “kendinizi” daha derinden tanımak için bir takım ipuçlarına sahip olabilirsiniz:

  1. Ben bir yazar, filozof ya da entelektüel dünyanın önemli bir ismi değilim: Ben bir öğretmenim. Beni son derece fazla endişelendiren toplumsal bir fenomen var: 1960’lardan beri bazı öğretmenler aynı sorumlulukları taşımaya devam ederek topluma mal oluyorlar. Ben bir peygamber gibi, “Lütfen oturun, söyleyeceklerim çok önemli” demek istemiyorum. Buraya çalışmalarımızın ortak yanlarını tartışmaya geldim.

  2. Hayattaki ve işteki asıl amaç başta olmadığınız kişiye dönüşmektir. Eğer bir kitap yazmaya başladığınızda en sonda söyleyeceğinizi biliyorsanız sizce bunu yazmaya cesaretiniz olur mu? Yazı ve aşk ilişkileri konusunda geçerli olan bu durum hayat için de geçerlidir. Oyun, nasıl biteceğini bilmediğimiz sürece oynamaya değerdir.

  3. Bu kapsamda, her biri pratik aklın ortaya çıkma alanı olan dört ana tipte “teknoloji” olduğunu anlamalıyız: (1) şeyleri üretmemize, dönüştürmemize ve değiştirmemize imkan sağlayan üretim teknolojileri; (2) işaretleri, anlamları, sembolleri ya da kavramları kullanmamızı sağlayan işaret sistemi teknolojileri; (3) insanların birbirlerine davranışlarını belirleyen ve onları çeşitli sonlara ya da hükümranlıklara mahkum eden, özneyi nesnelleştiren iktidar teknolojileri; (4) kendi yordamları ve başkalarının yardımıyla, kendilerine belli bir mutluluk, saflık, bilgelik, mükemmeliyet ve ölümsüzlük hali aldırmak için kendi vücut, ruh, düşünce, davranış ve varoluşlarına belli sayıda müdahale imkanı tanıyan kendini biçimlendirme teknikleri.

  4. Kendini bilmek –paradoksal bir biçimde- kendinden vazgeçmenin yoluydu.

  5. Öncelikle kendilik nedir? Kendilik dönüşlü bir zamirdir. Auto “aynısı” demektir, fakat aynı zamanda kimlik kavramı da içermektedir. Bu ikinci anlam soruyu “Kendilik nedir?” şeklinden “Üzerinde kimliğimi bulabileceğim temel nedir?” şekline dönüştürür.

  6. Stoacılar gelecekte başa gelebilecek kötülüklerle ilgili üç eidetik indirgeme biçimi geliştirmişlerdir. Birincisi, geleceği gerçekleşmesi muhtemel haliyle değil, gerçekleşmesi çok düşük olasılık olsa da en kötü haliyle hayal etmektir. En kötüsü kesin gerçekleşecektir, bu bir olasılık olarak değil olabilecek gerçekleşmiş gibi değerlendirilir. İkincisi, kişi olabilecekleri uzak gelecekte muhtemelen gerçekleşebilecekmiş gibi değil çoktan gerçekleşmiş ve gerçekleşme sürecindeymiş gibi değerlendirmelidir. Örneğin birisi sürgüne yollanabilirmiş gibi hayal edilmez de çoktan sürgüne yollanmış, işkenceye maruz kalmış ve ölmek üzereymiş gibi hayal edilir. Üçüncüsü, kişi bunları hayal ederken dile getirilemeyecek acılar tecrübe etmek için değil, kendisini bunların gerçekte çok büyük kötülükler olmadığına ikna etme amacıyla yapar.

  7. Seneca’da öğrenci ile üstat arasındaki ilişki önemliydi, ama bu amaca yönelikti ve profesyoneldi. Üstadın öğrencisini doğru tavsiyeler aracılığıyla mutlu ve otonom bir hayata yönlendirebilecek kapasiteye sahip olmasına dayanıyordu. Öğrenci bu hayata erişim sağladığında aradaki ilişki de biterdi.

  8. Üç ana kendini irdeleme şekli vardır: Birincisi, gerçekle uyuşan düşünceler üzerinden kendini inceleme (Dekartçı); ikincisi, düşüncelerin kurallarla bağdaşma şekli üzerinden kendini inceleme (Seneca tarzı); üçüncüsü, saklı kalmış düşüncelerle içsel bir kirliliğin arasındaki ilişki üzerinden kendini irdeleme.

  9. Mükemmeliyet rejimi bir önceki öz disiplin seviyesinin birer birer yukarı çekilmesiyle, sistematik bir biçimde idame ettirilir. Örneğin keşişin aşırı yemekten kaçınması gerekir, çünkü kişi hâlihazırda “midesindekiyle uğraşmaktan yere çökmüşken” daha büyük ruhani savaş alanlarına hazırlanamaz. Kişi oruçla, eski yenilgilerini hatırlamayla, “bazen günah düşüncesine karşı korkuyla iç geçirip, bazen de mükemmeliyet ve azizliğe ulaşmanın arzusuyla aşka gelip” zihnini egemenliği altına almaya hazırlanmak için vücuduna boyun eğdirmelidir.

  10. Çünkü gönlümüzde gerçek alçak gönüllülüğün temelleri atılmadığı sürece –tabiri caizse- hiçbir erdem binası inşa edilemez, oysa bu bina güvenli bir temele sahip olursa üzerine düşen mükemmeliyet ve sevginin ağırlığını kaldırabilir.

Toparlamak gerekirse kişinin kendini bilmesi için bilinçli bir değişim sürecinde olması gerektiğini söyleyen Foucault bu kitabında “kendini bilmenin”, fiziksel/bedensel durumdan ziyade ruhsal/zihinsel bir konu olduğunun altını çiziyor.

 

Kendini Bilmek” kitabını diğer Modern Bilgelik Kavramları ile bağdaştırmak gerekirse, şu kavramları incelemenizi tavsiye ederim:

184 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page