İlk defa İsveçli kimyacı Svante Arrhenius tarafından 1889 yılında kullanılan “Aktivasyon Enerjisi”, kimyasal reaksiyonun meydana gelmesi için ihtiyaç duyulan minimum enerji miktarıdır. Yani, bir olayın başlaması için başlangıçta onu harekete geçirecek bir enerjiye ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan bir modern bilgelik kavramıdır. Dolayısıyla, aktivasyon enerjisini anlamak, alışkanlıklarımızı ve davranışlarımızı kontrol edebilmemize ve geliştirmemize yardımcı olur.
Aktivasyon enerjisini en basit 2 örnekle açıklamak gerekirse;
Bir kibriti, kutusunun yanındaki fosforlu alana dokundurduğunuzda yanmayacaktır. Ancak, kibriti kutuya yeterince kuvvetle vurduğunuzda, yanması için gerekli olan aktivasyon enerjisini – ısı ve sürtünme – yaratarak kibriti yakabilirsiniz.
Çoğu insan için sabah uyanmak, uyansa bile güne başlamak zordur. Dolayısıyla, enerjilerini yükseltmek için kahve içerler. Kahve içtikten sonra günün geri kalanına daha zinde ve enerjik olarak devam ederler. Tıpkı kimyasal reaksiyonlardaki aktivasyon enerjisi gibi, onların da başlangıçta kahveye ihtiyacı vardır.
Bu örneklerden görüldüğü üzere, her kimyasal reaksiyonun bir aktivasyon enerjisine ihtiyaç duyması gibi, her alışkanlık ve davranış değişikliğinin de bir aktivasyon enerjisine ihtiyaç duyduğunu düşünebiliriz.
Kimyada, kimyasal reaksiyonların meydana gelmesi ne kadar zor olursa, aktivasyon enerjisi de o kadar büyük olur. Alışkanlıklar veya davranışlarımız için de aynı hikaye söz konusu. Yani, bir alışkanlığımızla ilgili ne kadar büyük bir değişikliğe gidersek, onu değiştirmeye başlamak için o kadar büyük aktivasyon enerjisine ihtiyaç duyarız. Dolayısıyla, alışkanlıklarımızın sürdürülebilir olması için, gerekli aktivasyon enerjisinin, tek seferliğine yaratabileceğimiz değil, her zaman yaratabileceğimiz bir enerji olmasına önem vermeliyiz. Örneğin;
Günde 1 tane şınav çekme alışkanlığına sahip olmak için gerekli aktivasyon enerjisi, günde 100 tane şınav çekmek için gerekli aktivasyon enerjisinden daha küçüktür. Yani, günde 100 tane şınav çekmek için daha büyük motivasyona ve enerjiye ihtiyaç vardır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, büyük hedeflerin büyük aktivasyon enerjileri gerektirmesidir ve buna her zaman ihtiyaç duymanızdır. Bu yüzden uzun vadeli alışkanlıklarda başlangıçtaki yüksek enerjinize güvenerek, günde 100 sınav çekmeye karar vermek, motivasyonunuzun düşük olduğu durumlarda başarısızlığa uğrayabilir. Dolayısıyla, kendinizi iyi tartmanız ve motivasyonunuz bu kadar yüksek olmadığında dahi yapabileceğiniz bir sayı – mesela 70 – belirlemeniz, alışkanlığınızı devam ettirmenize yardımcı olacaktır.
Kimyagerler, bir kimyasal tepkimenin ihtiyaç duyduğu aktivasyon enerjisini azaltmak ve bu sayede tepkimenin gerçekleşmesini kolaylaştırmak için “katalizör” kullanır. Katalizör, reaksiyona girmez, sadece reaksiyona giren elementleri, tabiri caizse gaza getirerek işlerini kolaylaştırır. Bizler de kendi hayatımızın bir nevi kimyagerleriyiz. Daha iyi alışkanlıklara sahip olmak veya davranışlarımızı geliştirmek için gerek duyduğumuz aktivasyon enerjisini katalizörler kullanarak daha erişilebilir hale getirebiliriz. Örneğin;
Sigmund Freud’un Kitle Psikolojisi kitabında bahsettiği gibi, toplum psikolojisi bireysel psikolojiye ağır basar. Bu nedenle iyi alışkanlıklara sahip bir arkadaş çevresi, bizim de iyi alışkanlıklara sahip olmamızı kolaylaştıracak bir katalizör görevi görür. Doğru ortamda, her alışkanlık daha kolaydır.
Kimyasal reaksiyonlarda, son ürüne ulaşmadan önce, arada açığa çıkan bazı ürünler vardır. Yani, A’dan doğrudan B’ye gitmek yerine, A’dan önce Y’ye ve sonra B’ye gidersiniz. Buradaki önemli nokta, her ara ürün için yeni bir aktivasyon enerjisine ihtiyaç duyulduğudur. Aynı durum, yeni bir alışkanlık kazanırken de geçerlidir; bir alışkanlık kazanmak için arada enerji harcadığınız birçok adım vardır ve bu adımlardan bir tanesi bu alışkanlığı kazanmanıza engel olabilir. Dolayısıyla, bazı adımları ortadan kaldırmak, o alışkanlığa sahip olmak için gerekli aktivasyon enerjisini minimuma düşürecektir. Örneğin;
Spor salonuna giderek bir spor alışkanlığı kazanmak istiyorsunuz. Spor yapmak son üründür. Bunun öncesinde spor salonu üyelik ücreti, spor günü çantanızı hazırlamak, spor salonunda duş almak, işten sonra iş kıyafetleriyle spora gitmek gibi aktivasyon enerjisi harcamanız gereken ara ürünler vardır. Spor çantası hazırlamak gibi bazı ara adımlar, önemsenmeyecek kadar az aktivasyon enerjisi gerektirse de, iş kıyafetleriyle spora gitmek gibi bazı ara adımlar da, bir o kadar büyük aktivasyon enerjisi gerektirebilir ve bu alışkanlığı kazanmanızı engelleyebilir. Dolayısıyla, uzun vadede spor alışkanlığına devam edebilmek için bu ara adımı elemeniz önemlidir. Mesela, sabah işe gitmeden önce spor salonuna gitmek daha makul bir seçenek olabilir.
Toparlamak gerekirse, Epiktetos’un dediği gibi kendisinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir. Bu bağlamda, alışkanlıklarımızı ve davranışlarımızı kontrol edebilmek, daha kaliteli ve özgür bir hayat yaşamamızı sağlayacaktır. Aktivasyon enerjisi akıl modeli de tam bu noktada devreye giriyor. Yani, iyi alışkanlıklar edinebilmek için gerekli olan enerjiye ve motivasyona nasıl ulaşabileceğimizle ilgili nokta atışı ipuçları sunuyor.
Ek Not 1: Korona döneminin Nisan ayı boyunca, kendime her gün 50 şınav hedefi koymuştum ve kısa vadeli bir hedef olduğundan dolayı her gün 50 şınav çektim. Ancak Mayıs ayına başladığımızda bunu sürekli olarak her gün yapacak motivasyonum olmayacağını düşündüğüm için 2 gün yapıp 1 gün ara verecek şekilde uzun vadeli bir alışkanlığa çevirdim. Bu sayede, ihtiyaç duyduğum aktivasyon enerjisine daha rahat ulaşabiliyorum.
Ek Not 2: Blog yazılarını yazmadan bir gün önce, yazacağım içerik ile ilgili hızlıca bir ön araştırma yapıyorum ve o konu ile ilgili belirsizliği zihnimden atıyorum. Bu katalizör sayesinde, blog yazısını yazacağım gün gerekli aktivasyon enerjisine daha rahat ulaşabiliyorum.
Ek Not 3: Modernbilgelik.com sitesi için arka planda hazırladığım birçok yeni özellik var. Hatta bu yeni özellikler, sizlerin sitede daha fazla kalmanızı sağlayacaktır. Ancak, şu anda onları canlıya almam, haftalık blog yazma alışkanlığımın sürdürülebilirliğini yok edebilir. O yüzden, sitedeki temel geliştirmeler dışındaki majör değişiklikleri kısa vadeli planlarımdan çıkararak, blog yazmak için gerekli aktivasyon enerjisine daha rahat ulaşıyorum.
Aktivasyon enerjisi akıl modelini, diğer Modern Bilgelik Kavramları ile bağdaştırmak gerekirse, şu kavramları incelemenizi tavsiye ederim:
Comments